Barış Bıçakçı Sözleri

Bana, insan yalnızca kendini anlayabilirmiş gibi geliyor. O da zaman zaman. / Barış Bıçakçı

Hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil. Her şey hatırlandığı gibi. / Barış Bıçakçı

Ben doğru dürüst konuşamadığım, konuşmaktan tat alamadığım birine aşık olmam. / Barış Bıçakçı

İnsanlar sustuğunda gök bütün sırlarını dökmeye başlıyor; gündüzleri mızrak mızrak, geceleri yıldız yıldız. / Barış Bıçakçı

Yere çakılana kadar kanatlarımın olduğuna inanacağım. / Barış Bıçakçı

İnandırıcı olmak için önce senin inanman gerekir. / Barış Bıçakçı

Aforizma... Hani şu kahvaltıda ekmeğin üzerine sürdüğümüz beyaz ve kıvamlı şey. Sizi beslemez ama tok tutar. / Barış Bıçakçı

Bütün sevgili anların, geçmişindeki bütün güzel yaşantıların bir gün geri döneceğine inandırmıştı kendisini. Yoksa, yani bu doğru değilse, yaşamanın anlamı ne ? / Barış Bıçakçı

Bir armağan, bir mucize olduğu söylenen şu hayatın saçma sapan bir şekilde bitebileceğinden korktum hep. İçimde böyle bir korku varken de hayatın tam da bu şekilde, yani saçma sapan bir şekilde sürdüğünü anlamadım. Asıl bundan korkman gerektiğini anlamadım. / Barış Bıçakçı

Yalnızlık su gibidir, içinde durduğu insanın şeklini alır. / Barış Bıçakçı

Liman bazı kadınlar için erkek ismidir. / Barış Bıçakçı

İnsan, evet, simyacıdır; kıymıkları, çizikleri, ufacık şeyleri soy bir kedere dönüştürmeyi başarmıştır. Evrenin muazzam boşluğu madde, anti-madde ve keder ile doludur... / Barış Bıçakçı

Bana ikimiz aynı insanmışız gibi baktı. Ben onun devamıymışım gibi... / Barış Bıçakçı

Kötü olduğumuzda en fazla susarız biz, birbirimize bakmayız. Karpuz yeriz. / Barış Bıçakçı

Galiba geçmişe bakmak geleceğe bakmaktan daha heyecanlı. / Barış Bıçakçı

Hareket etmezsen acı üzerinde birikir. / Barış Bıçakçı

Mucize bekleyen herkes eninde sonunda fizik yasalarıyla yüzleşmek zorundadır. / Barış Bıçakçı

Evrendeki en bol elementin, hidrojen ile helyumun, aynı zamanda en hafif iki element olması her şeyi açıklıyor zaten. Böyle hafif bir evrende anlam ne arasın? Anlam ağırdır... Dibe çöker. Falcılar bu nedenle kahvenin telvesine bakarlar. / Barış Bıçakçı

En büyük ahlaksızlık, demiştim kendi kendime, bir aşkı yaşamamaktır. Hayatı mümkün olan en geniş haliyle yaşamak gerekir. / Barış Bıçakçı

Kadın erkek ilişkileriyle, özellikle de heyecanın yok olmaması konusuyla bütün bilimler el ele verip ilgilense yeridir bence. / Barış Bıçakçı

Önce aşk vardır. Hatırlamak da, acı çekmek de, sevgilimize vereceğimiz çiçeğin fotosentezi de ondan sonra başlar. / Barış Bıçakçı

Kör biri görmeye başlayınca ne olur biliyor musun? Her gördüğüne inanır! / Barış Bıçakçı

Ne tuhaf dünya, şikayet edecek bir komşu beklerken kitap isteyen biri çalıyor kapıyı. / Barış Bıçakçı

İkinci mektubunu dersteyken yazmıştın: Dışarıda yağmur yağıyor, hoca kısmi türevi anlatıyor ve ben seni düşünüyorum. / Barış Bıçakçı

Bir insanı anlamak için onu sevmek gerekir. Peki ama sevmek için ne gerekir? İşte tam bu noktada nedensizliğin arsız kuşları üzerinize pisler. Ciddiyim, bir de bakmışsınız, seviyorsunuz. Biri çıkar karşınıza, balkon yıkamanın çok güzel bir şey olduğunu söyler, seversiniz. / Barış Bıçakçı

Halbuki sızıntı hep vardır, ip gibi, yaşadıklarımızdan, okuduğumuz kitaplardan, seyrettiğimiz filmlerden zihnimize akan bir şeyler hep vardır. / Barış Bıçakçı

Her şey bir şeyin etrafında hiç durmadan döner, insanın payına düşen sarhoşluktur. / Barış Bıçakçı

Başka türlü nefes alınmaz. Başka türlü yaşanmaz. Başka türlü aşk olmaz. Yaptıklarımızı olumlayan yasalar buluyoruz; sanırım aklımız böyle işliyor: Buyurgan iç huzurumuzun boynu bükük kölesi olarak. / Barış Bıçakçı

Bu dünyada hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi. / Barış Bıçakçı

Hayat tesadüflerle doludur ve o kadar doludur ki insan günün birinde kendi gençliğine tesadüf edebilir. / Barış Bıçakçı

Saatler sürdüğü olur bir satranç maçının; ama yine de ölümden, terk edilişten daha kısa sürer; hele bir de rakibin tuzaklarına bilerek düşerseniz. / Barış Bıçakçı

Şiir çaredir bir bakıma ölüme. Özellikle de son dize ve her şeye çengel atan kafiye. / Barış Bıçakçı

Ev kuşuyduk biz. Radyo dinlerdik, çay içip bisküvi yerdik, bu da yetmezdi bisküvimizi çaya batırırdık. Gülüşümüzün bütün dişleri tamamdı da gençliğimizin üç dişi eksikti. / Barış Bıçakçı

Hayat yine de kitapta durduğu gibi durmuyor. / Barış Bıçakçı

Kitaplar bir bakıma başarılmış, tamamlanmış şeylerdir. Oysa hayat başarılamayan ve tamamlanmayan şeylerle doludur. / Barış Bıçakçı

Aşık olmak böyle bir şey miydi? Dinlediğin hikayelerin kahramanlarıyla özdeşleşmek miydi? / Barış Bıçakçı

Köylüler doğar yaşar ve ölür; şehirliler ise doğuyorlar, yaşıyorlar ve ölümden korkuyorlar. / Barış Bıçakçı

Tanrı varsa onu tesadüflerde aramak gerekir. / Barış Bıçakçı

Bütün sıkı ilişkiler bir azınlıktır çünkü. Sırtlarını "dışarıya" bir güzel dönmüş iki insanın oluşturduğu azınlık. / Barış Bıçakçı

Bilirim, ulaşamamak seni alt üst etmez, sen ulaştığın şeyi kaybedersen dağılırsın. / Barış Bıçakçı

Aşk bir gösteri sanatıdır. Taklitle öğrenilir. / Barış Bıçakçı

Bir de bakmışsınız, seviyorsunuz. Biri çıkar karşınıza, balkon yıkamanın çok güzel bir şey olduğunu söyler, seversiniz. / Barış Bıçakçı

benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum; hâlâ öyle! / Barış Bıçakçı

İncecik bir gündüzsün sen, Salıyla çarşamba arası. / Barış Bıçakçı

Okurken yere yakındım ama yine de uçar gibiydim. / Barış Bıçakçı

Gençlik sancılarının hayatı anlamsız kılan ani ölümlerle birleştiğinde neler olabileceğini ikimiz de seziyorduk. Çok şey konuşmak istiyor, konuşamıyorduk. / Barış Bıçakçı

Ah şu önlerinden sarkan şeyi varlıklarının muskası sananlar. / Barış Bıçakçı

Yaşamak aslında birbirinden kopuk yaşantılar arasında bağlantılar kurmaktır. Bir hatırayı diğerine bir fotoğraf albümü değil yaşayan bir insan bağlar. / Barış Bıçakçı

Çünkü hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil. Her şey hatırlandığı gibi. / Barış Bıçakçı

Bilirim, ulaşamamak seni altüst etmez, sen ulaştığın şeyi kaybedersen dağılırsın. / Barış Bıçakçı

Aşk başta anlam olmak üzere pek çok şeyi karşısına alır. Huzuru örneğin, kararlılığı ve dengeyi. Kendine kendine sözler verirsin. Boşunadır. / Barış Bıçakçı

Ben doğru dürüst konuşamadığım, konuşmaktan tat alamadığım birine aşık olamam. / Barış Bıçakçı

Halbuki yalnızca bedeniz ve bununla baş edemediğimiz için ruh diye bir şey icat etmişiz. Doğrusu parlak fikir. / Barış Bıçakçı

Hayat devam eder. Bazı çiçekler susuzluğa ve unutulmaya dayanır. Hayat her zaman devam eder, bunu herkes bilir. / Barış Bıçakçı

Aşk ile edebiyat arasında kendince bir ilişki kurmuştu Hasan da, diğer bütün kahramanlar gibi. Önce aşkını (büyük) göstermek için başvurmuştu edebiyata. Duygularını abartan birkaç şiir, sabahları derse girmeden önce Pervin'in eline tutuşturduğu özlem, piş / Barış Bıçakçı