Servet Saygınoğlu Sözleri

Bu sayfada 256 adet Servet Saygınoğlu söylediği en güzel sözleri okuyabilirsiniz. Okuduğunuz Servet Saygınoğlu alıntılarının beğendiklerinizi arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Servet Saygınoğlu
Bu kısımda Servet Saygınoğlu sözleri ve alıntıları bulunmaktadır. Eğer bu sayfada herhangi bir Servet Saygınoğlu alıntısında hata olduğunu düşünüyorsanız, çekinmeden bizimle irtiabata geçiniz.
Servet Saygınoğlu Sözleri ( 256 adet )
Siyah ya da beyaz, uzun veya kısa olman değil, senin ne kadar insan olduğun kalır aklımda. Ben seni insanlığından tanırım. / Servet Saygınoğlu
Hayat bana öğretti ki: Moral bozmak, sorunu çözme konusunda zerre kadar yardımcı olmuyor. / Servet Saygınoğlu
İnsan olmak değil, insan kalmak büyük meziyettir. / Servet Saygınoğlu
Vicdanı suskun olan insanın, düşmandan farkı yoktur! / Servet Saygınoğlu
Dert, seni olgunlaştırmaya gelir. Mutluluk ise ne kadarını paylaştığını sınamaya. / Servet Saygınoğlu
Karda, soğukta ellerimizin üşümesinden, grip olmaktan, nezle olmaktan şikâyet ederiz. Pencereler ardında tekerlekli sandalyeye oturup hayatı camdan seyretmektense, inanın, bu küçük hastalıkları soğuğu hissetmemiz sayesinde tatmamız güzeldir. / Servet Saygınoğlu
Köylüler, yağmurun uzun süre olmadığı, kuraklığın uzun sürdüğü zamanlarda toplanarak yüksek bir tepeye yağmur duasına çıkarlar. -Yükseğe çıkınca Allah'a daha yakın olacakmış gibi- Dua eder, yağmur ve onunla beraber bereket isterler. Fakat yağmurun fazlasıyla yağdığı, ekinlerin haddinden fazla bereketli olduğu zamanlarda köylülerin toplanarak öyle tepelere şükretmek için çıktığı görülmemiştir. Bu yaşamın her yerinde böyledir. Sanki yaratıcının her yıl rızkına bereket verme mecburiyeti varmış gibi. Maksat, köylüyü rencide etmek değil, 'köylü' sadece bir örnek mahiyetindedir. / Servet Saygınoğlu
Seni hissetmeye başladığım andan itibaren dilimin ucunda olan o iki kelimeyi bir türlü söyleyemedim. Bir an geldi ve vakit geçmişti. Ben sendeki kendim'e geç kalmıştım. / Servet Saygınoğlu
Bir bilgi sahibi olduğum anda, aynı zamanda binlerce bilmediğim şeyin daha olduğunu fark ediyorum. / Servet Saygınoğlu
Şarkı satırları arasında aradı seni gözlerim. Hiç kimse görmeden bir an önce bulmak istedim. Heyecan, mutluluk, korku. Hepsini aynı anda yaşadım. / Servet Saygınoğlu
Suskun olduğumuz zamanlar, en çok konuşmak istediğimiz zamanlardır aslında. 'Nereden başlasam? Nasıl başlasam?' diye düşünürken, uzun bir suskunluk bırakmış oluruz geride. / Servet Saygınoğlu
Git bakalım madalyon gibi görünen yüzü güzel olan sevdalara. Dönüşü olmayan yollar vardır bilesin. / Servet Saygınoğlu
Her geçen gün tünelin sonuna bir adım daha yaklaşır gibi umutla ilerler yaşam. Sonunu görmek varmanın garantisi değildir, varmak da büyük mücadele gerektirir. Rüzgâr daima karşıdan eser, getirdiklerine dikkat etmeli!. Neyi ıskalayıp, neyi yakalamak gerektiğine. / Servet Saygınoğlu
Bugün ölmezsem, bir daha ölmem.' dediğimiz birçok günümüz olmuştur. / Servet Saygınoğlu
'Aşka değil, insanlara inançsızız. Yaşanmışlıklar almıştır aşkı ayaklar altına. Ama aslında aşk değil, hüznü yaşatanlar olmalı ayaklar altında.' / Servet Saygınoğlu
Sürünerek ve uçarak yâre giden, çok garip yolcularız. / Servet Saygınoğlu
'Görmezlikten gelme' değil. Görme, tanıma, bilme. Unut. Olmazsa sil. Yine olmazsa format at. Daha da olmazsa o zaman ihtimalin varsa fabrika ayarlarına dön.  / Servet Saygınoğlu
O kadar da değersiz olduğunu düşünme. En azından cümle içinde kullanılabiliyorsun. / Servet Saygınoğlu
Yağmur sesi ve kokusu var havada. En güzel kokuyu hissederken en güzel melodiyi dinliyor gibiyiz. Yanağından yağmur damlasını silmelerim, sarılmaktan kollarımı çekmeye gücümün yetmediği. / Servet Saygınoğlu
Hayatı akışına bıraktım' diyen kişinin, deveyi bağlamadan Allah'a emanet edenden farkı olmaz. Bir kez bıraktı mı, bir daha tutamaz. / Servet Saygınoğlu
Güneşin doğuşu, yalnızca yoksullar için umudu simgeler. Çünkü bu hayatın onlara mutluluk borcu vardır. / Servet Saygınoğlu
Paranın satın alamayacağı bir şeylere sahip olmayanlar, zenginlikten söz etmemeliler. / Servet Saygınoğlu
Şayet özgürsen; zaman su gibi akıp geçer. Esaret altında dakikalar yıl gibidir. / Servet Saygınoğlu
Serin rüzgârlar esiyor. Ağır adımlar eşliğinde ilerliyor saniyeler. İlerliyor zaman sabaha doğru. Karanlık gecemiz sabahı bekliyor. Hüznün mutluluğu beklediği gibi. / Servet Saygınoğlu
İnsan olarak gelinir dünyaya ama her gelen insan olarak kalamıyor. Spor yapan biri fiziğini geliştirir fakat o fiziği koruması için de her gün spor yapmalıdır. / Servet Saygınoğlu
Roman gibisin. Ne başını hatırladığım, ne de bir türlü sonuna vardığım. / Servet Saygınoğlu
'Eşitlik' üzerine ne kadar konuşulursa konuşulsun bir adım öteye yol alınamaz. Nefes boşuna harcanmış olur. Bu zahmet manasızdır. / Servet Saygınoğlu
Ekmeden biçmek sadece 'tarlada ot' misali olsa iyi. Aynada kendini görmen için bile önce aynayı silmen gerekir. / Servet Saygınoğlu
Dost; acıyı acıtmadan söyleyendir. / Servet Saygınoğlu
Hep seninle olsam sensizlikte, bir kar yağsın ve bak gökyüzüne. Yüzüne konan kar taneleri buselerim olsun. Ruhum bir parça olsun ruhunda. Hep kalsam sende. / Servet Saygınoğlu
Bir yerlerde, bir şeylerin eksik kaldığını sonradan başımıza gelen aklımız söyler. / Servet Saygınoğlu
Hayat; siz hayatı sorgulamaya daldığınızda yaşananlardır. Bakıp görmediğiniz, görüp yaşamadığınız, sadece bildiğiniz, izleyici koltuğunda seyrettiğiniz. Ya sorgulamaya dalıp bir şey görmezsiniz, ya da yaşarsınız. / Servet Saygınoğlu
Bakabilmekti bazen martıların Kız Kulesi etrafındaki dansına, en taze ve candan gülümsemelerine şahit etmekti kulakları. Rüzgâr eserken Kadıköy tarafından, aç olduğum kokunu boğazdaki rıhtımda alabilmekti. / Servet Saygınoğlu
Caddeler kırık şemsiyelerden geçilmiyor. İstanbul bu akşam ağlıyor. Rüzgâr derinden esiyor. Kalbi kırık, boynu bükükler yerine. / Servet Saygınoğlu
En yalın halin gelsin. Bedenin sende, ruhun bende kalsın. / Servet Saygınoğlu
Dem vurur sarhoşluğum. Yağar yağmur, uyutmaz gözlerimi. / Servet Saygınoğlu
Uyumak denileni sadece yatakta zannederdim, bir ömrü uykuda harcayanları görene kadar. / Servet Saygınoğlu
Kokusunu hissettiğim kadar yakın, dokunmak için yollarca uzaktın bana. / Servet Saygınoğlu
'Kafam şişti' diye bir şey yoktur. 'Kafam şişti' cümlesi, tembellerin akıllarını kullanmamak için önüne bıraktıkları bir zırhtır. Ömrünüz boyunca dert çekseniz, kütüphaneler dolusu kitaplar okusanız, yüzlerce bilgenin dizinin dibinde ilim öğrenseniz de o kafayı şişirecek kadar yer kaplamaz. 'Kafam şişti' deyimi, tembellik kapısının giriş parolasıdır. / Servet Saygınoğlu
Önümüzde boş bir kâğıt varken, şayet elimizde de kalem varsa mutlaka bir şeyler karalamak isteriz. Kimi kalp çizer, kimi 62 den tavşan yapar, kimi imza denemeleri yapar, ben gibileri de kâğıdı bölümlere ayırır notlar karalar. Konu şuraya geliyor; kimsenin karşısında boş kâğıtmış gibi görünmeyin. Size bir şeyler öğretme telaşına girer ve misyon yüklemeye çalışırlar. Öylesine dağınık bir kâğıt şeklinde görünün ki, sizden bir şeyler öğrenmeye çalışsınlar. / Servet Saygınoğlu
Zaman unutturmaz ama acısını azaltır, gün gelir acısı biter ama izi kalır. / Servet Saygınoğlu
'Sevmek; olmazsa olmazımızdır hayatta. Yaşadıkça doymadığımız, yokken yüzümüzün gülümsemeyi unuttuğu. / Servet Saygınoğlu
Gözlerin gözlerime bakarken, bedenim uykuya gerek duymasın. Tek bir bakışın alsın yorgunluğumu. 24 saat yaşayayım seni. Suya bile hasret duymadan. / Servet Saygınoğlu
Ruh, tutsaklıktan kaçmayı tat olarak bilir kendine. Serbest kalınca da oturduğu koltuktan kalkası gelmez. / Servet Saygınoğlu
Küçük dalgaların kayalıklara vurduğunda duyulan tını, dinlenen müziğe enstrüman misali katılır gibi. / Servet Saygınoğlu
Yeter ki bana gelmek için yola çıktığını söyle. Yoldan çıkmaman için bariyer olurum sana. / Servet Saygınoğlu
Her işin bir adabı, bir usulü vardır. Sağ eli ile başının üzerinden sol kulağını yakalamayı marifet zanneden kişi aklının ucuzluğunu pazarlamış olur. / Servet Saygınoğlu
Ne mi yaşadım? Off diye derinden yaşamış olsam da acıyı. Çok uzaktan seyrettim, yaklaşamadım muhitine. Hasret dağladı kalbimi hep. 'Hiçbir şey bükemez boynumu' derdim, biliyordun bunu. Gözlerim bulut misali tükense de. / Servet Saygınoğlu
Rüyada sevgiliyi görünce hazırlıksız yakalanmamak için ütülü takım elbise, yakada kırmızı karanfille uyumaktır aşk. / Servet Saygınoğlu
O kadar da değersiz olduğunu düşünme. En azından cümle içinde kullanılabiliyorsun. / Servet Saygınoğlu
Denizin dalgaları alır hüzünlerimi. El sallarım giderken hepsinin ardından. Bir ben kalır geriye, bir de donan kalemimin ucuna 'huuh' yaparak sana yazdığım aşk şiirleri. / Servet Saygınoğlu
Dillenir gözlerim, gözlerine bakınca. Aşkın en güzel şiirlerini okur sana. Dilimin konuşmasına gerek kalmaz. Tutarken ellerini, ruhuna dokunur gibi. / Servet Saygınoğlu
Hayatımdaki ben gibiydin. Senin gözünde her şey yolundaydı. Oysa ben. Ben kendime geç kalırdım. / Servet Saygınoğlu
Ne istediğini bilen, nerede araması gerektiğini de bilir, bilmelidir, bilmeyen tahmin etmemeli! Bilmediğini kabul ederek öğrenmeye çalışmalıdır. Meraktan başımıza birkaç bela gelebilir ama merak etmemek; binlerce bela, cehalet, körlük getirir. / Servet Saygınoğlu
En zengininiz; cebi değil, gözü doymuş olanınızdır. / Servet Saygınoğlu
Beklemenin her günü, en az bir yıl yaşlandırır. / Servet Saygınoğlu
Bir insanın nasıl bir kimliğe sahip olduğunu şayet merak ediyorsanız; maçlara dair yaptığı yorumlara bakmanız yeterlidir.' / Servet Saygınoğlu
Dış görünüşte 250 gramlık kâğıt yığını, okuyunca dağlar kadar ağır, yaşanması bir ömür. İşte buna kitap deniyor. / Servet Saygınoğlu
Hayattaki her şeyin geçici olduğunu test etmişsinizdir dostlarım. / Servet Saygınoğlu
Zenginlik; yokken ömür boyu hayali ile avunulur, varken de hiçbir zaman yetmez. / Servet Saygınoğlu
Hatırlatır kendini. Yıllar, yollar, ömür geçse bile. Yeni yeni elbiseler alır, onları bir bir eskitir, yol kenarındaki bir çöpe atıp yoluna devam etsen bile. Kaçsan, uçsan, kopsan bile, nerede olursan ol, bedenin; ruhunla beraber onu da taşır, her sabah, her akşam, her saat hatırlatır kendini. / Servet Saygınoğlu
Kendisi için akmayan gözyaşlarının, kirlettiği yastık örtüsünü kim yıkamak ister ki. kim ister ki sonlardan sonraki başlangıç olmayı. Kırık kalbe pansuman olmayı, çiviyi söken çivi olmayı. / Servet Saygınoğlu
Çoğu insanlık treninin saatini bilmedi, hep geç kaldılar. / Servet Saygınoğlu
Ve bir sabah göremeyeceksin kendini aynada. / Servet Saygınoğlu
Yıldızları bir çuvala doldurup birer birer gökyüzüne fırlatarak aşkımızı yazmak gökyüzüne. Nietzsche'vi bir haykırışla evrene haykırmak seni. Dinmez öfkelere açılan meydanlar, yâr yâr diye gözlerden sızan yaşlar. Yok. Hayır. Anlatamadım seni. / Servet Saygınoğlu
Çalış çalış, çalışmaya alış, öncesinde kendinle barış, sonrasında da kendi en iyinle yarış. / Servet Saygınoğlu
Her canlı; bedenine biraz düşmandır, hastalıkta. / Servet Saygınoğlu
Ne kadar ağırsan, denizin dibini o kadar çabuk boylarsın. / Servet Saygınoğlu
Sen; sevgilim, aşkım dediğin kişiye değil, onun sana hissettirdiklerine aşıksın. Bu kişi sana bu duyguları hissettirmemeye başladığında senin gözünde buz kalıbından farkı olmaz. Kişiye aşık olmalı ki o aşk da hiçbir olay veya durum etkilenmez. / Servet Saygınoğlu
Yağmur damlası aktı yanaklardan, sevinçten ağlar gibi hıçkırıklar. Gül bahçesinden bir tutam gül koparırken, gülün yağmursuz kalma düşüncesi. Aşkın gözyaşları fakiri, yalnız ve kaktüs misali çöl fırtınalarına direnişi. En güçlü olduğunu haykırışı dünyaya. Kalemin anlattığı, kağıdın dinlemekten usanmadığı, uyumayan aşktı. / Servet Saygınoğlu
Anlaşılmak ne zor! Sağ el, sol ele dost olsaydı tokalaşırlardı. Deneyin, gördüğünüz gibi anlaşamıyorlar. / Servet Saygınoğlu
Beni bir sen anlar, beni bir sen sever diye beklediğim. Işıklara inat ceza yediğim kuralsızım. Evin sıcaklığına inat, soğuk sokaklarda mekansızım. Off., / Servet Saygınoğlu
Ölüm, bazı insanlar için ödüldür. Kolayca o ödüle layık olamazlar. Yaşıyor olmaları; hâlâ çekmeleri gereken çilelerinin olduğunu gösterir. / Servet Saygınoğlu
Üzülürdüm, kırılırdım kolayca. Kırılan yer bir daha aynı yerden kırılmaz. Yani eskisi gibi değilim. Kırılacak yer kalmadı artık. Artık hiçbir şeye gücün yetmiyor işte. Kal öyle. Kal. / Servet Saygınoğlu
Yaptığınız herhangi bir işte kazanç olayı ikinci planda değilse o işte tam olarak verimli olamazsınız. / Servet Saygınoğlu
Yürürken yoluna çıkan duvarı görüp 'Buraya kadarmış' diyerek vazgeçme! Yanına kadar git ve dokun. Duvar renginde bir perde olabilir, geçmekten korkma! Rastladığın duvarlar cesaretli olan ile olmayanları ayırmak içindir. / Servet Saygınoğlu
Yaşlandığımızda bizi gençken tanıyan kişileri görmeye ve sohbete 'Nerde.' diye başladığımızda yanımızda olmalarına ihtiyaç duyacağız. / Servet Saygınoğlu
Gönüllerde havalar sisli, kalp kalbi görmüyor. / Servet Saygınoğlu
Karanlık yerini aydınlığa bırakır, tamamen karanlık bir hava olmaz, imkânsızdır. Bulutlu olsa bile güneş yüzünü gösterir bazen. Camı açmak yeterlidir görmek için. / Servet Saygınoğlu
Yarınlarda bekle beni. Bugün daha tazeyim, hamım. Yarınlarda bekle. Ben seni orada bekliyorum. / Servet Saygınoğlu
Dili olmayanların kulakları daha açıktır, dinlemeyi en iyi onlar bilirler. / Servet Saygınoğlu
Bir insanın gerçek kimliğini ancak kavga ederken görürsünüz. Çünkü kavga, kişinin maskesiz, yalın halidir. / Servet Saygınoğlu
Değer verdiklerimiz; zafere doğru var gücümüzle koşarken, avucumuzda taşıdığımız ıslak sabun gibidir. Her an yitirilmeye hazır olan. / Servet Saygınoğlu
Artık hayal mutfağındayım senin. İstediğin gibi soy, kes, pişir, hatta ocakta unuttup yak beni. / Servet Saygınoğlu
Of diye başlayan günün serzenişleri hala devam etmekte. Bir uzakta, bir yakındadır hissedişlerim. Duyarken sesini, uzakta oluşun. Duymayınca kalbimde seni yaşamalarım. Gül kokardı seninleyken nefesim. Şimdiyse yokluğunu sigara dumanıyla kapamaya çalışıyorum. İçim, nefesim yanık kokuyor. / Servet Saygınoğlu
Delirmek, bazen hayatın stresini bertaraf ederek derin bir soluk almayı sağlayacak en etkili silahtır. / Servet Saygınoğlu
Onlarca yıl yaşamışlığını tek kelimeye kadar küçültebildi insan; adına 'ömür' dedi. / Servet Saygınoğlu
azla sevinip havalara uçmanın, ne de dip yetmiyormuş gibi daha derin kutular kazmanın anlamı yoktur. Yaratıcı hiçbir kuluna zulüm etmez. Güçlülerin daha da güçlenmesi için onları bir nevî imtihan eder. 'Beni öldürmeyen, güçlendirir.' demiş Nietzsche dayı. Acısı varsın yüklenebildiği kadar yüklensin. Yeter ki kalkabileceğinize inanın! Sonra öyle bir kalkışınız olur ki; insanların size hayranlığından çok siz kendinize hayran olursunuz!. / Servet Saygınoğlu
Aynalardan bile daha gerçeksin, sana baktığımda kendimi görmek gibi. / Servet Saygınoğlu
Hayat bana öğretti ki; Moral bozmak; sorunu çözme konusunda zerre kadar yardımcı olmuyor. / Servet Saygınoğlu
Başka şansınızın olmadığını düşündüğünüzde gitmeniz gereken bir yol varsa durmaksızın o yolda ilerlemeye devam edersiniz. / Servet Saygınoğlu
Karanlığa yakacak bir mumun yoksa eğer, bu hayata küsmeni gerektirmez. Ya kendin yanıp aydınlatacaksın yolunu, ya da karanlıkta yürümeyi öğreneceksin.' / Servet Saygınoğlu
Erkek; aklının başına geldiği an itibariyle iki şeyi hayal eder; sınırsız para ve seks. Ömrü boyunca bu isteklerine dilediği oranda ulaşması mümkün olmaz ve gözü açık gider. / Servet Saygınoğlu
'Neden bana kırmızı kart verdin?' dedi. 'Sarı'da kendini ocağa attın, fakat umursamadın, kırmızıda ise onu kendin yaktın' dedim. / Servet Saygınoğlu
S'özde insan; S harfi ile başlayan müstehcen düşüncelerini zihninden uzaklaştırmadığı sürece Sözde'nin S'sini kaldırıp 'Özde İnsan' niteliğine ulaşamaz. / Servet Saygınoğlu
Aldım kalbimin tapusunu, anahtarım elimde. Bu saatten sonra da 'kiracı' olmam hiçbir gönülde / Servet Saygınoğlu
Her an farklı şekillere girebiliyordu insanlar. Tanışma esnasında yağmur sonrası gökkuşağı kadar huzur verirken, ihtiyacın olduğunda da karanlık sokakta üzeri yapraklarla bezenmiş birer kuyu oluyorlardı. / Servet Saygınoğlu
Kalemim ve ben, hem ezilip, hem tükenen, / Servet Saygınoğlu
Bir tek resmine gösterdim o sulu gözlerimi. Zayıf, çaresiz yanım bilinmesin istedim. Resmine bakarken sessizce damlalar süzülürdü yanaklarımdan. Taşıyamazdı yanaklarım. Damlardı halıya, halıda kaybolmasını seyrederdim. / Servet Saygınoğlu
'Ebeveynlerimizi haklı görmek' ve 'Empati kurmaya başlamak' çocukluk döneminin bitiş çizgisidir. / Servet Saygınoğlu
'Bir müşteri' deyip geçmemeli. Bir müşterinin övdüğünüyerdiğini aynı anda binlerce kulak duyabilir. / Servet Saygınoğlu
Bir adım yaklaştın sanki bana. Halbuki bir tebessümdü seninkisi, adım bile değil, o aşk ile göklerde buldum kendimi. Değmedi yere, ardından yıllardır koşan nasırlı ayaklarım. / Servet Saygınoğlu
Beklenen zaman; gelmemek için elinden geleni yapan zamandır. / Servet Saygınoğlu
Bir masalda buluştuk seninle. Sen başladın anlatmaya, ortada bitkin düşmeden tuttum ellerinden. Taşıdım seni sonuna kadar. 'Sen'le başladı, ben'le devam etti, sonunda 'biz' olduk. / Servet Saygınoğlu
Kalp ritminin kesilme ihtimali olmasaydı, yaşamdan, yaşanacak olanlardan korkmak için binlerce sebebimiz olurdu. Her şeye rağmen dünyadan göçeceğini bilen insan, bu umuduyla kendini daima güvende hisseder. / Servet Saygınoğlu
Günler kaplumbağa misali adım atmak bilmez. Aylar, yokuş aşağı dörtnala gider gibi. / Servet Saygınoğlu
Derinliğinden şüphe ettiğin ırmağa balıklama dalmayacaksın. / Servet Saygınoğlu
Şırıl şırıl yağıyor yağmur İstanbul sokaklarına. Hayalinle yürüyoruz beraberce, rengimiz ıslak. / Servet Saygınoğlu
'Üzüntü, üzülsün bizimle olmadığına.' / Servet Saygınoğlu
Her geçen gün hayat; çocuksu gülümsemelerden bir adım daha uzaklaşıyordu. Acılar çekerek büyüdükçe; ölümlerden ölüm değil, yüzlerine maskelerden maske beğeniyordu insanlar. / Servet Saygınoğlu
Hayat, her zaman güzeldir. Lakin iyi olmadığımız zamanlarda suçu hep hayata atarız nedense. / Servet Saygınoğlu
'Maviliğiyle ruhumuzu okşayan, güneşiyle içimizi ısıtan gökyüzüne, yağmur bulutlarından oluşan kıyafetini yakıştırmasak bile, bu ona darılmamızı sağlayacak bir sebep değildir. Çünkü sevdiklerimiz kusursuz değillerdir, kusurlarını hoş gördüklerimizdir.' / Servet Saygınoğlu
Hüzün anında, 'Teselli etmek' ile 'Akıl vermek' birbirine zıt kavramlar haline gelirler ve aralarında kıldan ince bir çizgi oluşur. Teselli çizgisini aştığınız anda, karşınızdaki insana akıl vermiş olursunuz. Bu durum yeterince rahatsız edici olur. / Servet Saygınoğlu
Yürek, baştan sona bir harabeyi anımsatır. Yer gök aşk kokarken ben çekiyorum sigaramın dumanını içime. Aşk benden, ben aşktan bîhaber. / Servet Saygınoğlu
Yaşlandıkça değil, yaşadıkça büyürüz. / Servet Saygınoğlu
En kötü karar, daima kararsızlıktan iyidir. Eğer bir yanlış yapacaksan kendi aklınla kabul ettiğin yanlışı yap! Bu durumda suçlayacak birilerini aramaya gerek duymadan, ders alması gereken kişinin kendin olduğunu anlamış olursun. / Servet Saygınoğlu
İnsan ile insan adına kesin bir yorum getirilemez. Fakat insan ile hayvan arasında samimi bir dostluk oluşabilir. Hayvan, düşünemediğinden dolayı içten pazarlık yapamaz. / Servet Saygınoğlu
Affetmemek, bir nevî nefret etmektir. Nefret yorar, yudum yudum öldürür insanı. / Servet Saygınoğlu
Değil mi? Günler ay, yıllar gün gibi. 12 aylık bir yılda, en fazla 12 gün kalır akılda ve hepsini anlatmak en fazla 12 dakika sürer. / Servet Saygınoğlu
Cimri insanın fakirliği dünyayı satın alsa da bitmez. / Servet Saygınoğlu
Yaşamak ağır bir yük omuzlarda. Yorulup çöken insanın kalkması sürer ömür boyu. Hayat durmadan ders veren bir okul, aynı zamanda teneffüse çıkmaya izin vermeyen öğretmen kadar zalimdir. / Servet Saygınoğlu
'Kuzulardan biri ile karnını doyuran kurt, öteki kuzulara dost gözlükleriyle bakar. Kurdun kuzuyu yemesi düşmanlığından değil, ihtiyacındandır.' / Servet Saygınoğlu
Arkadaş dediğin; işi düşünce arayan, dost dediğin ise; işin düştüğünde çekinmeden arayıp rahatsız edebildiğindir. / Servet Saygınoğlu
Eriyip gider buzlar. Görkemini bırakır şırıl şırıl akan suya. Bir deli sevdaya koşar hiç durmadan, engel tanımaz. Gücünün yetmediği yerde buhar olur, gökyüzüne kavuşur. Yetişemediğini seyrederken yağmura dönüşür ve usulca düşer umudunun kalbine. / Servet Saygınoğlu
Deniz kıyısında esiyor son baharlar rüzgârı, dalgalanıyor saçların. Gözlerimde o kadar büyüdün ki. Gölgen kapladı dünyayı. Sen hariç tüm dünya karanlık. / Servet Saygınoğlu
Yaşamak için kanlı canlı olmak gibi olmazsa olmazım olansın. / Servet Saygınoğlu
Dinlendiğinde; geriye bakarak kat ettiğin yola değil, devam edeceğin yola bakarak dinlen. / Servet Saygınoğlu
Yenilgiyi bazen kabullenmeli aslında. Bir sonraki savaş adına daha güçlü bir yaklaşım ile hazırlık yapılabilir. Yenilgi mütevazi yapar. Kendindeki gücü kabullenen yenilgi ile sarsılmaz. Bunu tecrübe hanesine çentik olarak ekler. Kaçırılmış bir tren olmasa da, denize atılan olta gibi her an balığın takılma ihtimali olduğudur. / Servet Saygınoğlu
'Hüzün kokan yalnızlıklara doğru ilerliyor adımlarım. Hangi tarafa gitsem, değişmiyor içimdeki yanık kokusu.' / Servet Saygınoğlu
Yüzündeki en ufak noktayı bile uzaktan bakınca fark etmekti, susunca tedirgin olmaktı, yorgunluk halinde sesini işitirken canlanmaktı, çok şeyden vazgeçmekti, göze perdeydi, sessizliğin sesi, bedenin onsuz yaşayamayacağı nefesti aşk. / Servet Saygınoğlu
İtin sadık olanı, sahibi geldiğinde komşunun bahçesindeki hemcinsi ile oynaşan değil, sahibini kapısının önünde bekleyendir. / Servet Saygınoğlu
'Konuşabilmek' ile 'Konuşmayı bilmek' arasında büyük bir fark vardır. Mesela çoğu insan ikincisini bilmez. / Servet Saygınoğlu
Onu anlayamıyorum' dediğimiz insanların birçoğu, kendilerine anlam verilmesine layık değillerdir. / Servet Saygınoğlu
Gittin. Başımı ellerimin arasına alıp, yerdeki karıncaları seyretmeye bırakarak. / Servet Saygınoğlu
Öncelikle anlaşılmaya ihtiyacımız vardır. Bu durum sevilme ihtiyacımızı da karşılamış olur. / Servet Saygınoğlu
İnsanoğlunun aklı, başına taksitle gelmiştir. Aklının başına geldiğini fark ettiğinde bir de bakmış ki ömrü bitmiştir. / Servet Saygınoğlu
İnsanlık, günden güne üst seviyelere ulaştı. Dürbünle bakıldığında bile görünmüyor. / Servet Saygınoğlu
Okuduğunuz her kitap; Zirvedeki bilgi, olgunluk, çağdaşlık ve birçok şeyin hazinesine sizi yaklaştırmak adına birer merdiven adımı olur. / Servet Saygınoğlu
'Korku, sürekli sizi itmeye çalışan bir canlı gibidir. Onunla baş edemediğiniz sürece altında ezilmeye mahkûm olursunuz.' / Servet Saygınoğlu
Huzurun yalnızca senin içindedir. İçindeki ışığın yanmasına daima kendin karar verirsin. Karşındaki insan moralini bozamaz, o insan aklına geldiğinde kafanda oluşturduğun düşünceler sayesinde keyfini kendin kaçırırsın. Unutma ki; ortalık karanlık olduğunda saray ile hücrenin hiçbir farkı yoktur. / Servet Saygınoğlu
Görmediği güzeli seven, okumadığı kitabı öven, sorgulamadan söven, anlaşmayı denemeden dövenler gördüm. / Servet Saygınoğlu
İnsanlara akıl vermeye kalkışmayın. Biliyorsunuz ki aklınız size fazla gelmiyor. Şayet insanlara bir şey vermek istiyorsanız; huzur verin, içinde bir kutu kürdan bile olsa hediye paketinde bir şeyler verin. Kendinizi sevindirmeniz tek kişilik sevinçtir. Fakat birini sevindirdiğiniz zaman siz de sevinmiş olursunuz. Mum, başka bir mumu yaktı, ışığından kaybetmedi. Sevinç iki kişilik oldu, bu sayede dünya daha çok aydınlandı. / Servet Saygınoğlu
Her şeyin yolunda gitmesi bile bir sorundur. Sorunsuz hiçbir iş olmadığından! / Servet Saygınoğlu
Yorgun gider hafifçe başını çevirerek, ardından bakakalınır, nemlidir gözler. Onca yaşanılanı üç saniyeye sığdırır gibi geçer zaman. O anda düşer gözlerinden iki damla yaş. Sonrasında hayat defterinden yeni bir sayfalardan bir tane daha açar. Yeni bir avuntu bulursun kendince. Fakat ne yazık ki takvim yaprakları gibi çöpe gitmiyor yaşanılanlar. / Servet Saygınoğlu
Bir geçersem aklından, el salla sadece. / Servet Saygınoğlu
'Aslan; kocaman bir sürüden sadece midesini dolduracak bir tane hayvanı alır. Kalan sürünün geçişini seyreder, dokunmaz ötekilerine. İnsan ise; en az on tanesini de yedeğe alır.' / Servet Saygınoğlu
Hangi hayvandan ne zarar geleceği az-çok anlaşılır. Ya Rabbim, sen insandan koru bizi. / Servet Saygınoğlu
Tek umudum sihirbazın şapkası kaldı. Çıkarsa, insanlık oradan çıkacak. / Servet Saygınoğlu
Saati örnek al; pilin bitene kadar her işi zamanında yap!. Kediyi örnek al; uçurum kenarında bile arazideki gibi yürü!. / Servet Saygınoğlu
Zamanı akışına bırakamazsın. Akıntı şiddetli olduğu için önüne ne çıkarsa süpürerek götürüyor. Ters yüzmeye çalışma, ak! / Servet Saygınoğlu
'Sen' olmalıydın yanımda. Bir tek sen anlardın beni; tek bakışımda, göz kırpışımda, haykırışımda, yakarışımda. Beni yalnızca sen anlar, yalnızca sen sevdiğine inandığım, yanındayken özlediğimdin. / Servet Saygınoğlu
Hep o köşe başında beklerdik birbirimizi. Ne zaman o köşenin yakınlarından geçsem, seyrediyorum ikimizi. / Servet Saygınoğlu
Bazı günler 240 saat, bazıları da 24 dakika gibidir. / Servet Saygınoğlu
İnsan; kendisine sürekli fırlatılan negatif okları, pozitife çevirmek zorunda olan fabrikadır. Ruhun bedeni sahiplenmesi, bedenin bu çalışmayı aktif olarak sürdürmesine bağlıdır. / Servet Saygınoğlu
Her şeyi biliyorum diyen insan yalan söylüyordur. Çünkü her şeyi bildiğini söyleyenler, kendini bilmeyenlerdir. / Servet Saygınoğlu
En çok da hayatın sillesini yemiş insanları seviyorum. Muhabbetin hakkını veriyorlar daima. Yaşamışlıkları var, acı çekmişlikleri var, en yüksek damdan düşmüşler. Anlıyorlar halden. / Servet Saygınoğlu
Yanında yürüdüklerinle dost olur, karşıdan gelenlere aşık olursun. Karşıdan gelen senin zıttındır, yanında yürüdüğünle aynı yoldasın. Kafanı çevirip yanındakine bakmazsın, sadece konuşursun yanındakiyle. Karşından gelen aşktır, çarpar. Yanındakiyle dertleşirsin. Bu böyle yürüdüğü sürece hep kaybedersin. Hep. / Servet Saygınoğlu
Güvendiğiniz bir ağacınız vardır mutlaka, gölgesinde otururken sizi güneşten, rüzgârdan koruyan. Zaman affetmiyor, kıskanıyor dostlukları ve ağacınızın içine kurt giriyor, kemiriyor. En çok ihtiyaç duyduğunuz zamanda gidip gölgesine oturuyorsunuz, bir de bakıyorsunuz ki o kocaman ağaç üzerinize devriliyor, acıtmıyor nedense, pamuk gibi. İçi boş olduğundan ağırlığını bile hissettirmiyor. Zaman kemiriyor, eritiyor, öğütüyor, damla damla bitiriyor her şeyi. / Servet Saygınoğlu
Karanlığı yenen insan yanarak aydınlatan insandır. Işık karanlığın düşmanıdır, ışık karanlığa meydan okur, içini görür onun. Karanlık, ışıktan hiçbir şey gizleyemez. / Servet Saygınoğlu
Vicdan sömürmeyi alışkanlık haline getirenleri affetmeyin! Yeri geldikçe 'ne halin varsa gör' demeyi bilmeli. / Servet Saygınoğlu
Bu saatten sonra gelmen pişmiş aşa su katmak gibi olur. Gelip de tadımı kaçırma istersen. / Servet Saygınoğlu
Eğer doyunca okumuş, yaşamış ve görmüşsen; hayata dair korkuların, heyecan ve şaşkınlıkların azalmıştır. En önemlisi de nelerin seni mutlu edeceğini artık adın gibi öğrenmişsindir. / Servet Saygınoğlu
Bir kadının ardında kocasının sevgisi varsa başkalarının onu sevip sevmemesini çok da ciddiye almaz. / Servet Saygınoğlu
Sensiz bir gün daha akşam oldu. İçim el vermiyor, biz buna 'gün' demeyelim. / Servet Saygınoğlu
Bir şeyler yapma imkanı olduğu halde, hiçbir şey yapmadan oturup ilgi bekleyen insan, daha çok beklersin. / Servet Saygınoğlu
Değer vermeyi öğrenirken, yol vermeyi de öğren. Birinciyi hak etmeyen, ikinciyi hak ediyordur. / Servet Saygınoğlu
Yalnızlığından memnun olanın, üzeni olmaz. / Servet Saygınoğlu
Yaşamak ağır bir yük omuzlarda. Yorulup çöken insanın kalkması sürer ömür boyu. Hayat durmadan ders veren bir okul, aynı zamanda teneffüse çıkmaya izin vermeyen öğretmen kadar zalim. / Servet Saygınoğlu
Bazıları mutlu etmeye değil, Var olan mutluluğumuzu elimizden almaya geliyorlar. / Servet Saygınoğlu
Sonbahar yaprakları arasında bir battaniyeye sarılıp üzerime karlar düşene dek uyumak istiyorum. / Servet Saygınoğlu
Huzur; topal bir yaya, mutsuzluk ise dörtnala giden atlıdır. / Servet Saygınoğlu
Mutluluk, onlarca şehir uzağında olan bir dost gibidir. Fakat mutsuzluk, gölgemiz misali bizi takip eder. İnsan, en çok da mutsuz olabilmek için neden bulabilir. / Servet Saygınoğlu
Ve biliriz ki insanı yaşatan sadece ektiği tohumlar değil, aynı zamanda açtığı yollardır da. / Servet Saygınoğlu
Dilinin bekçisi, aklının sözcüsü, vicdanının hizmetçisi ol. / Servet Saygınoğlu
İnsan, başka omuzlardaki yükü azalttığı kadar insandır. / Servet Saygınoğlu
Kalbi temiz insanlar,
hatalarının bedelini henüz yutkunmadan öderler. / Servet Saygınoğlu
Karşındaki insandan ancak fedakarlık bekleyebilirsin,
kendini değiştirmesini değil. / Servet Saygınoğlu
Çocukken hayattan kaçmak istediğimizde yorganın altına saklanabiliyorduk. Şimdi büyüdük, artık hayattan kaçamıyoruz. Yorganı çektiğimizde ya ayaklarımız ya da başımız. / Servet Saygınoğlu
Dünyanın en güzel yerinde yaşasan ne olur ki, bir kalpte yaşamadıktan sonra. / Servet Saygınoğlu
Delirmek, bazen hayatın stresini bertaraf ederek, derin bir soluk almayı sağlayacak en etkili silahtır. / Servet Saygınoğlu
Hayat yolunda yürürken, yaptığın kötülükleri geride bıraktın sanırsın; oysaki dünya yuvarlaktır. Yürüdükçe başladığın yere yaklaşırsın ve yaptıkların yeniden çıkar yoluna... / Servet Saygınoğlu
Yalnızlık, en iyi öğretmendir. Anlatmaz, düşündürür. / Servet Saygınoğlu
Son sigaranı bile yarı yarıya paylaştıkların gittiğinde, yalnızlığın 'kürkçü dükkanı' olduğunu bir kez daha anlarsın. / Servet Saygınoğlu
Felaket, insanın başına gelince çift olarak gelir. Birincisi, zaten felaketin kendisidir. İkincisi de etrafınızdaki insanların başınıza gelen felaketi görünce birer birer ardına bakmadan kaçışmaları. / Servet Saygınoğlu
Felaket, insanın başına gelince çift olarak gelir. Birincisi, zaten felaketin kendisidir. İkincisi de etrafınızdaki insanların başınıza gelen felaketi görünce birer birer ardına bakmadan kaçışmaları. / Servet Saygınoğlu
Ne zaman istersen o zaman sev. Hiç acelem yok, bekliyorum. Gelenlerin arasında elbet sende olacaksın ve ben yine seni seçeceğim. / Servet Saygınoğlu
Akşam işten eve geldikten sonra, dışarı çıkıp gezmeye dermanın yoksa eğer, bu dünyaya yaşamak için gelmediğini bil. / Servet Saygınoğlu
Bu dünyaya, seni yakından sevemediğim her günün hesabını soracağım. / Servet Saygınoğlu
Yol gitmek isteyenin ayağının altına serer kendini. / Servet Saygınoğlu
Hiç anlamamak, bazen sonradan anlamaktan iyidir. En azından içi içini yemez insanın... / Servet Saygınoğlu
Yemeyi bilmeyenin dişine yapışır her ortamda onu rezil ederim. Yemeyi bilenin de ağız kokusunu alırım. Maydanozum ben. / Servet Saygınoğlu
Hayır ve sana ne sözcüklerini fazla kullanan insanların huzurları kolay kolay kaçmaz. / Servet Saygınoğlu
İnsanlara bakarken, en çok da nasıl olmamam gerektiğini öğreniyorum. / Servet Saygınoğlu
Paranın öncelikli olduğu işlerde dürüstlüğün pek de yeri yoktur. / Servet Saygınoğlu
Aynada hep saçlarımıza, sakalımıza, rujumuza, sürmemize baktık. Peki, kaç kez kendimize baktık? / Servet Saygınoğlu
Başına gelen, hak ettiğindir. Hak etmeden başına gelenin ise, ödülünü mutlaka alırsın. / Servet Saygınoğlu
Gitmen gerektiğine inanıyorsan ve baktığında yol görünüyorsa, çekinme. Çık yola. Çünkü, o saatten sonra düşünmenin anlamı yoktur. / Servet Saygınoğlu
Hayat benden almış alacağını... Bu saatten sonra kafamın koparılacağını bilsem, bir kibrit çöpümün bile elimden alınmasına izin vermem. Yok öyle oluruna bırakmalar, sabreden dervişler filan... / Servet Saygınoğlu
O kadar garip bir şey ki zaman, elinde tutarak yürüyemediğin sabun gibi. Hep kayıp düşüyor ellerinden, kirleniyor, bir daha tutmaya çalışıyorsun ve bu kez eller kirlenmiş oluyor. Zaman; beraber akmayı ister, tutulmayı değil. / Servet Saygınoğlu
Elini uzattığın her dal kuruyorsa, kendi ağaçlarını kendin dik. / Servet Saygınoğlu
Hayatın bir ucundan yakalamaya çalışmak, lavabo süzgecine düşen makarnaları almaya çalışmak gibiydi. Yakaladık ama, hep parça parça. / Servet Saygınoğlu
Yalnızım, hem de en kalabalığından... / Servet Saygınoğlu
Dünya huzursuzluk verdiği zaman, geceyi ya da gündüzü durdurmadan veriyor. Hatta en güzel anların çabuk geçmesini sağlıyor. Eğer sende huzurun yerini biliyorsan, dünyanın karanlık ya da aydınlığa kavuşmasını bekleme, gitmen gereken yere git. Dünya senin için dönüşünü durdurmuyorsa, dünyadan alacağın vardır! Vakit gidip alma vaktidir. / Servet Saygınoğlu
Her gönül insanı yemiştir,
Ömründe birkaç kez,
Eylül'ün tokadını... / Servet Saygınoğlu
İyi insanların iyi günleri olmaz pek. Hatır sorunca söyledikleri iyiyimler dudak tiryakiliğinden gelir. / Servet Saygınoğlu
Bencillik mutlu hissettirmezdi. Mutlu ettikçe mutlu olanlardandık. Edemedik bir türlü, olamadık ta... / Servet Saygınoğlu
Bazen bir müzik açarsın dinlemek için... Sonra o yeniden aklına gelir. Öyle işte. / Servet Saygınoğlu
Yağmur; herkes için aynı anlamı taşımaz. Makyajı akan isyan eder, tarlası sulanan şükreder. / Servet Saygınoğlu
Ağzından taşarcasına dolu valizin fermuarı çekilmediği gibi, kafası dolu insanın da gözleri kapanmaz. / Servet Saygınoğlu
Nefes kadar yakındı sanki. Dolaşır, can verirdi ruhuma. Dilim anlatamazdı onu. Kelimeler hiç yetmedi. Gözleri vardı. Bazen güneş gibi ışık saçar, bazen şelale misali ağlardı bizim için. Mevsimlik ömrü doldu ve bir çiçek gibi soldu, açmaya bir sonraki bahara. / Servet Saygınoğlu
Bazen bir masayı silmekle başlarsın ve bütün evi temizlersin. Anladın sen. / Servet Saygınoğlu
Artık o kadar kolay tanıyorum ki insanları, birinci yüzünü görmeden, ikinciyi görebiliyorum. Peki bunu 'dert ediyor musun?' diye sorsan; hayır, gülüp geçiyorum. Herhangi bir derdi misafir etmeye yerim yok artık. / Servet Saygınoğlu
Yüzü görülesi insanlarınızı ihmal ettiğinizi düşünürken, suçluluk duygusu hissetmiyorsanız, huzursuzken kimsenin yanınızda olmasını beklemeyin. / Servet Saygınoğlu
Hissedebilseydin, söylemeden anlardın. Hissetmediğine göre, sende yokum. / Servet Saygınoğlu
İnsanoğlunu bir ömür üç öğün besle, tek öğün vermediğin zaman arkadan etmediği küfür kalmaz. Hayvanı tek öğün besle, bir ömür unutmaz. / Servet Saygınoğlu
Üç beş damla pis su, ancak kovayı kirletir. Denizi asla. / Servet Saygınoğlu
Eşim Olacak Kişiye Not : Senin için kıymet verdiklerimden, kıymet verdiklerim için senden vazgeçmem. / Servet Saygınoğlu
İnsan; bedelini ödemediği bir şeye asla yeteri kadar değer vermez. / Servet Saygınoğlu
Kırılmaktansa, sitem etmek daha anlamlıdır. / Servet Saygınoğlu
Sevilesi bir dünya değil, ölüp gidenlere üzülmemeyi çok sonradan öğrendim. / Servet Saygınoğlu
Hayatın kesin olarak öğrettiği bir şey var: eğer bir şeyi yapmayı sahiden istiyorsan, onu ertelemezsin. / Servet Saygınoğlu
Şu kısacık hayat, kuşlara uçmayı öğrettiği gibi bana da koşmayı öğretti, oturup beklemeyi değil. / Servet Saygınoğlu
Kadının yükü, erkeğin soyadını taşımak ile başlar.
Erkek ne yaparsa yapsın, kadınına bir ömür borçlu kalır. / Servet Saygınoğlu
İyiler er ya da geç kazanır ama kötüler hep kazanır. / Servet Saygınoğlu
Pişman olup yeniden döneceksin bana. Fakat beni gördüğüne sadece sen sevineceksin. O anda anlayacaksın ki ikimiz de artık yalnızız. / Servet Saygınoğlu
Yalnızsan, aklına gelen her şeyi inceden inceye sorgularsın. / Servet Saygınoğlu
Beklemeyi bile güzel kıldın bana, sabrı sevmezdim.
Nefret ettiğim birçok şeyi, seninle sevdim ben. / Servet Saygınoğlu
Gecenin son demlerine ilerliyor saat. Şarkıların tadı bir başka geliyor kulağa, kendine getiriyor seni, özlediğinin hayalini de başucuna... / Servet Saygınoğlu
Her şeyi unutulur ama sevdiği şarkıyı hiçbir zaman unutmazsın. Ne kadar dinlemek istemesen de, girdiğin bir ortamda ya da yanından geçen bir arabada çalar o şarkı, gelir yeniden aklına, gelmez olsun... / Servet Saygınoğlu
Dünya akıllının cehennemidir. / Servet Saygınoğlu
Çok güzel gözleri vardı,
Ama sevildiğini görmüyordu. / Servet Saygınoğlu
Kafanın üzerinde kitap taşımakla sadece podyumda yürümeyi öğrenirsin, fakat içinde taşımak seni her yolda yürütür. / Servet Saygınoğlu
Çok okuyanın gözleri bozulur,
Okumayanın ruhu... / Servet Saygınoğlu
Yaşamak isteyip de yaşayamadıkların birikmeye başladığında, yaşlanmaktan da korkmaya başlarsın. / Servet Saygınoğlu
Deliye her gün bayram olduğunu fark eden akıllı, derhal deli olur. Deli, aslında en akıllıdır. Çünkü dünyada üzülmeye değer hiçbir şeyin olmadığını bilir. / Servet Saygınoğlu
Fazla düşünmek, her kafaya göre değildir. kimi yol bulur, kimi de yolundan olur. / Servet Saygınoğlu
Bazı insanlar çay kadar keyif verirler. Onlar geldiklerinde aklınıza çayınızı tazelemek gelmez. / Servet Saygınoğlu
Hayattan alınacak derslerden biri şudur: Hayattan ders almamış insanlarla bir arada bulunmayacaksın. Ne saz bilirler, ne söz bilirler, ne halden anlarlar. / Servet Saygınoğlu
Alem akıllılara, bense delilere hayranım. Çünkü bu hayatta, deliler için üzülmeye değer hiçbir şey yoktur. / Servet Saygınoğlu
Hayat ile işveren arasında pek fazla fark yoktur. Her ikisi de on almadan bir vermez. / Servet Saygınoğlu
Herkes birbirini özler ama kimse arayıp sormaz. Sorduğunda; aklındasın, baktığında ise unutalı yıllar olmuş. / Servet Saygınoğlu
Hastalık, bazen çok güzel bir fırsat olur. Koşturmaca bir yaşam içerisindeyken aniden bir bankta oturmanızdır. Ne yaptığınızı, daha neler yapmanız gerektiğini sorgulamanız sayesinde devam edeceğiniz yol için planlı hareket etmenizi sağlayacak olan düşünme yatağı ya da koltuğudur. / Servet Saygınoğlu
Huzur; topal bir yaya, mutsuzluk ise; dörtnala gelen atlıdır. / Servet Saygınoğlu
Karşındakine değer verdiğini hissettir ve bekle. O da farkında olmadan verdiğin değere layık olup olmadığını kısa sürede hissettirir. / Servet Saygınoğlu
Çok kişiye kıymet verirsen, her birinin payı az olur. / Servet Saygınoğlu
İçinden geçeni söyle, yoksa içinden çıkamazsın. / Servet Saygınoğlu
Gecenin koynuna bırakmışım kendimi, sahi sen gece olsan ya... Uçsuz ve bucaksız... Ay filan doğmasın, karanlık çöktüğünde nerede olursa olsun sende bileyim kendimi... Sende, yani huzurda, aşkta, güvende... / Servet Saygınoğlu
Dar gün dostuyumdur ama sadece dara düşünce aklına geldiklerimin değil. / Servet Saygınoğlu
Sofradan anlaşılıyor hayat;
Acıdan tencere dolusu varken,
Tatlıdan sadece birkaç dilim vardır. / Servet Saygınoğlu
Bazen kendi kendime konuşmamın sebebi; İçime atacak yerin kalmadığından... / Servet Saygınoğlu
Hayvan, sevdiğini söyleyemez ama insanlardan daha çok belli eder. / Servet Saygınoğlu
Aramızda mesafeler olsun ama sen bana uzak olma. / Servet Saygınoğlu
'Vardır bir hayır' diye bir cümle vardır ki her gün sayısız insanı cinnet geçirmekten kurtarır! / Servet Saygınoğlu
Meyve veren ağaç,
Taşlanmayı göze almıştır,
Atılan taşlar incitemez. / Servet Saygınoğlu
Hayvanlar sevdiğini söyleyemez ama insanlardan daha çok belli eder... / Servet Saygınoğlu
Aksilik geldi mi, saz arkadaşları ile birlikte gelir. / Servet Saygınoğlu
Yorumlar ( 1 Adet ) 💬
MuratMurat [22647] numaralı söz için:
Değer verme konusunda hemfikiriz. Lakin kalp bu birazda uslu dursa. Bazen aklın sınırlarını aşan isteklerde bulunur. Sınırsız sever ve değer verir. Tek penceresi olan bir odaya benzer. Başka bir manzarası olmaz. Işık bekler güneşten ama güneş cimriligini gösterir.
Misafirlerin Şu Anda Baktığı Ünlüler